Beyoğlu’nun Tanığı: Büyük Zarifi Apartmanı

Beyoğlu’nun arka sokaklarında yükselen Büyük Zarifi Apartmanı, sadece taş duvarlarıyla değil, içinden geçen hayatlarla da bir hafıza mekânı olarak karşıma çıktı. Daha sonra öğreneceğim gibi 19. yüzyıl sonunun bu görkemli apartmanı, hem mimarisiyle dönemin estetik anlayışını hem de sosyolojik dönüşümleriyle İstanbul’un çok katmanlı kimliğini yansıtıyordu. Benim için ise bu apartman, yazarlığımın kapılarını aralayan bir eşiğe dönüştü.

Binaya ilk adım attığımda beni karşılayan şey müthiş bir eskimişlikti: oraya buraya atılmış çöpler, kırık camlar, aşınmış mermer merdivenler, neredeyse her şey terk edilmişliğini anlatıyordu…

Öte yandan tüm bu yorgunluk, binanın ihtişamını gizlemeye yetmiyordu. Hâlâ ayakta duran görkemiyle, zamanının özenini yansıtan detaylarıyla içinde yaşanmış onca hikâyeyi saklayan duvarlarıyla bana fısıldıyordu. Apartmanda yıllar önce yaşamış, sonra terk etmek zorunda kalmış insanların enerjisi hâlâ capcanlı oradaydı. Ve ben, resim dersleri için girdiğim bu binadan, her seferinde gizli hikayelerin peşinden giden bir yazar olarak çıkıyordum.

Mimar Panayotides, 19. yüzyılda zamanının en önde gelen mimari bakışıyla tasarlarken, Büyük Zarifi Apartmanı’nın toplumsal katmanlar arasındaki bu fırtınalı yolculuğunu, sürgünleri ve terk edilmişliğini hayal etmemişti elbette. Amacı sadece bir konut tasarlamak değil, Art Nouveau tarzının en güzel örneklerinden birini, adeta bir sanat eseri gibi Beyoğlu’na kazandırmaktı.

Zamanın Kaleidoskopunda Yaşantılar Geçidi ve Sürgünlerin İzleri:

Büyük Zarifi Apartmanı’nın hikâyesi, yalnızca taşına işlenmiş motiflerde değil, kapılarından girip çıkan insanların kaderinde de saklıdır. 19. yüzyılda varlıklı Rum ailelerin yaşadığı bina, aynı zamanda azınlık kurumlarına gelir sağlamak amacıyla bir vakıf yatırımı olarak da değerlendirilmiş. Ancak tarih, bu duvarlara gölge düşürmüş. 1964’te yaşanan sürgünlerle, apartmandaki pek çok Rum aile evlerini terk etmek zorunda kalmış, ardında boşalan daireler, yarım kalmış hayatlar ve sessizliğe bürünmüş koridorlar kalmış.

Bugün, Büyük Zarifi Apartmanı bu zorunlu göçün sessiz tanıklarından biri olarak hala İstanbul’un kolektif belleğinde yer alıyor. Onu gezerken sadece bir apartmana değil, aynı zamanda İstanbul’un değişen yüzüne, göçlerine, sürgünlerine ve direncine tanıklık ediyorsunuz.

Büyük Zarifi Apartmanı adeta yaşayan bir karakter gibi hala sırlarla dolu. Her taşında bir dönem, her merdiven basamağında bir hikâye saklı.  İşte bu yüzden, Perihan’ın hikâyesi de bu taşların arasında hayat buldu. Apartmanın koridorlarında yürürken bir zamanlar orada yaşayanların hatıraları Perihan’la, Perihan’ın iç dünyası kentin belleğiyle birbirine karıştı ve Büyük Zarifi Apartmanı, onun varoluş yolculuğunun sahnesi oldu.

Tags:

No responses yet

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Latest Comments

Görüntülenecek bir yorum yok.

Latest Posts